Beni Bende Unuttular
Akşamın kıyısında duruyorum.
Gökyüzü, kızıl bir yara gibi açılıyor üzerimde.
Gün yavaşça biterken, geçmişim karşıma oturuyor.
Tanıdık… ama yabancı.
Bir zamanlar omzuma başını koyan bir dost gibiyken, şimdi sessiz bir yargıca dönüşüyor.
Konuşmuyoruz.
Ve konuşmadığımız her saniye, daha da gürültülü oluyor aramızdaki boşluk.
Cızırtılı bir sessizlik bu —
çekmeyen bir frekans gibi, yarım kalmış bir şarkı gibi.
Bir defter çıkarıyor cebinden.
Kapağı yorgun, sayfaları sararmış.
Bazı cümlelerin üzeri silinmiş.
Bazı satırlar hiç yazılmamış.
Ama en çok, boşluk var aralarında.
Susulmuş, ertelenmiş, yok sayılmış hayatlar gibi.
Ben sustukça o sayfaları çeviriyor.
Her sayfa, içimdeki eksikliği biraz daha büyütüyor.
Kendime sormaktan alamıyorum kendimi —
“Ne zaman bu kadar uzaklaştık birbirimizden?”
Aynaya yöneltiyor bakışımı.
Ve orada…
bir yabancıyla göz göze geliyorum.
Yüzü bana ait,
ama bakışı başka birinin.
Yorgun.
Biraz kırık.
Ama… evet, hâlâ bir ışık taşıyor içinde —
sönmemiş, ama bana ait olmadığı hissiyle parlıyor.
İşte o an fark ediyorum:
Ben, kendi hikâyemin yazarı değilim.
Cümlelerime başkaları müdahale etmiş.
Noktaları onlar koymuş.
Ve ben her satırda biraz daha az olmuşum.
Çünkü ben,
sevilmek için kendimden taviz vermeyi öğrenmişim.
Çünkü ben,
gitmesinler diye kendimi geride bırakmışım.
Şimdi dönüp kendime baktığımda...
Ne tam sevebilmişim,
ne de gerçekten sevilmişim.
Sadece…
anlaşılmayı bekleyerek tüketmişim kendimi.
Gece çöküyor.
Işıklar birer birer sönüyor.
Oda, bir boşluk gibi genişliyor etrafımda.
Yalnızlık geliyor.
Bir sandalye çekiyor,
karşıma oturuyor.
Konuşmuyor.
Sadece bakıyor.
Sonra usulca fısıldıyor:
“Ben seninle büyüdüm.”
“Ben de” diyorum.
İlk kez, direnmeden.
Bu gece, konuşmadan konuşuyoruz.
Cümle kurmadan anlaşıyoruz.
Kendimi onun sessizliğinde tartıyorum.
Yaralarımı ona gösteriyorum —
heceleri acı,
kelimeleri kanar gibi.
Ve nihayet anlıyorum:
Bazı sessizlikler, insanın kendine bile sustuğu anlardan doğuyor.
..
ddd-30.07.2025
Yorumlar
Yorum Gönder